ÝSLAM’DA TESETTÜR
Örtünmek sözlük anlamýyla kendisini örtmek, bir örtüyle kapanmak demektir. Ýslam’da örtünme; kadýnýn yabancý erkekle olan toplumsal iliþkilerde bulunma ve karþýlaþmalarýnda giydiði elbiselerde özel bir ölçüye uymasýdýr. Akýllý olup bulûða eren erkek-kadýn her mü’min için avret yerlerini örtmek farzdýr. Örtünme; Kûr’an ve Sünnet’te açýkça emredilmiþ, kimlerin ne zaman, nerede, ne þekilde örtüneceði bildirilmiþtir. Bütün Ýslam Âlimleri örtünmenin farz olduðu konusunda görüþ birliði içindedir. Örtü Âyeti indikten sonra bütün Müslüman kadýnlar bu emri,emredilen þekilde uygulamaya baþlamýþlardýr. Son asýr hariç,hiçbir devirde Müslüman kadýnýn örtüsü tartýþma konusu yapýlmamýþtýr. Kadýný dünyadaki tehlikelerden ve tecavüzden ancak örtü ve hayâ zýrhý koruyabilir. Nasýl ki açýk bir bala her türlü sinek ve böcek üþüþüyor ve kapalý tutulan bala hiçbir böcek yanaþamýyorsa; kadýnýn nâzik ve tatlý dünyasý da ancak örtüsü içinde muhafaza edilebilir. Kadýnýn örtüsü; savaþçýnýn zýrhý gibidir, zýrhýný çýkartan savaþçý korumasýz kalýr. Ve yine kadýnýn örtüsü ve hayâsý; bir kuþun tüyleri gibidir. Tüyleri yolunan bir kuþun hayatýnýn felç olmasý gibi, örtüsünden sýyrýlan kadýnýnda, dünya ve âhiret hayatý (tövbe edip Ýslam adâbýna uygun örtünmedikçe) ayný þekildedir. Ayrýca bir kadýnýn iffetli sayýlabilmesi için, sadece örtünmesi yeterli deðildir. Kadýnýn bakýþlarý, yürüyüþü, hareketleri… Bunlar tesettürü oluþturan bütünün parçalarýdýr. Peygamberimiz (S.A.V.); “Hayâ imandandýr, iman ise Cennet’e götürür” ve “Hayâ güzeldir, fakat kadýnlarda çok daha güzeldir.” buyurmuþtur. Asr-ý saadette hanýmlar dýþarý çýktýklarý vakit hayâlarýndan ötürü, duvarlara öylesine yakýn ve kenardan yürürlerdi ki; bu sebepten ötürü örtülerinin duvarlara takýldýðý olurdu! Ne yazýk ki zamanýmýzda; dýþarýda laubâli hareketlerle kahkaha atan,aðzýndaki sigara ile-sakýz ile gezen veya elindeki dondurma ile yolda yürüyen örtülü hanýmlar görmekteyiz; yine otobüste, caddelerde, parklarda v.s.. erkekler ile sarmaþ-dolaþ oturan ve bunun gibi deðiþik uygunsuz hallere girmiþ nice örtülü bacýlarýmýza rastlamaktayýz. Bu ne acý bir görüntüdür, bu gibi haller Ýslam kisvesine yakýþýrmý? Bu bacýlarýmýz Allah indinde sorumlu olduklarýný ve bu uygunsuz hareketleriyle þuurlu Müslümanlarý çok üzdüklerini bilmelidirler. Edep ve âdâba dikkat etmedikçe örtünme ile beklenen hikmetlerle dolu hedef gerçekleþmez, kiþi günahtan da kurtulamaz. Örtü ve edep içindeki insan sürekli ibadet halindedir, rahmet altýndadýr, kulluk yapmaktadýr ve sevap almaktadýr, gâye yüce Allah’ýn rýzasýdýr. Örtü bir emniyettir. Örtüyü giyende, örtülü insaný görende emniyette olur. Örtülü bir kadýnla karþýlaþan kimsenin gözü ve gönlü haramdan korunur, örtünende vebalden kurtulur. Bir kötü iþi yapmamak gibi ona sebep olmamak da farzdýr. Dinimiz, kötü iþlerden önce ona giden yollarý da kapatmýþtýr. Bunun için zinâ gibi en çirkin iþe düþülmesin diye bir sürü tedbir almýþtýr. Bunlarýn baþýnda örtünme gelmektedir. Peygamberimiz (S.A.V.); “ Kadýn avrettir (örtülmesi gereken bir varlýktýr), (kadýn) dýþarý çýktýðý zaman þeytan ona gözünü diker (onu günaha nasýl âlet edeceðini hesap eder)” buyurmuþtur. (Tirmizî, Radâ, 18 -1173)
Resûlullah (S.A.V.) bir gün kýzý Hazreti Fâtýma’ya (R.a.) “Kadýn için en hayýrlý olan nedir?” diye sordu, O da: “Onun yabancý bir erkeði ve yabancý bir erkeðin de onu görmemesidir.” deyince; Resûlullah (S.A.V.):“Fâtýma benden bir parçadýr!“ buyurdular (Heysemî,M.Zevâhid,4,255) Fâtýma annemiz tesettüre son derece ehemmiyet verirdi.Resulullah (S.A.V.), O’nun bu hassasiyetini bildiði için; “Kýyamet gününde perde gerisinden bir münâdi þöyle seslenecek: Ey mahþer halký! Gözlerinizi kapayýn, Fâtýma bintü Muhammed geçecek” demiþtir.
Þu bir hakikattir ki, kadýnlar tesettürden uzaklaþtýkça evlenmeler azalmýþ, genç çiftler arasýnda geçimsizlik ve boþanmalar çoðalmýþtýr. Birçok genç erkek ve kadýn evlenmeyi gereksiz görür hâle gelmiþtir. Çünkü beþeri arzularýný istedikleri an gayri meþru yollardan tatmin etmektedirler. Þüphesiz bunlarýn evlenmeye ihtiyaçlarý kalmýyor, buda toplumlarý çöküþ tehlikesi ile karþý karþýya býrakmaktadýr. Zîra açýktýr ki ailelerin yýkýlmasý, çiftlerin birbirini aldatmasý, kadýnlarýn süslenip-püslenerek sokaklarda açýk-saçýk gezmelerinden kaynaklanmaktadýr. Çýplaklýk; ahlâkýn bozulmasýna, zinânýn çoðalmasýna, þehvâni hislerin kamçýlanmasýna sebep olmaktadýr. Açýlan bir çiçek nasýl arýlarý kendine davet etmekte ise; örtünmeyen bir kadýnda erkeklerin gözlerini üzerine çekmiþ olur. Müslüman bir kadýn bütün meziyet ve güzellikleri ile evinin ve erinin kadýný olmalýdýr. Kadýn yaratýlýþýndaki her güzelliði ile sâdece eþine helaldir. Örtünme, Müslüman kadýn için sadece yabancý bakýþlara ve art niyetli yaklaþýmlara karþý bir korunma aracý deðildir. O; kadýnla erkek arasýnda meydana gelmesi her an için mümkün ve muhtemel olan meþrû olmayan yakýnlýðý engellemenin de bir aracýdýr. Bu açýdan bakýldýðýnda örtünmenin þekli de ortaya çýkar. Kadýn-erkek arasýndaki câzibeyi, çekimi, etkilenmeyi engellemeyen örtünün de tesettür olmadýðý anlaþýlýr. Ýslam’da örtünmenin zarûri þartlarý vardýr, bunlarý kýsaca þöyle sýralarýz ;
1- Örtü, bütün vücudu örtmelidir. “… Cilbablarýndan (bir kýsmýna dolanýp, diðer) bir kýsmýný (da uzuvlarýnýn þeklini belli etmeyecek vaziyette) üzerlerine sarkýtsýnlar..”(Ahzab Sûresi: 59) ‘Cilbab’ bütün vücudu baþtan aþaðý örten bir örtüdür.Buna göre þer’i örtünme,vücudun tamamýný örtmektir
2- Örtü alttaki elbiseyi gösterecek kadar ince olmamalýdýr, zira hicaptan maksat gizlemektir. Ýnce örtü, alttaki elbisenin görünmesini önleyemez, bilakis karþý cinsin bakýþlarýný daha çok cezp eder ve tahrik eder. Bu yüzden elbise kalýn olmalý, altýndakini dýþarýya aksettirmemelidir. Giyilen elbise ince olmadýðý gibi, þeffaf da (bedeni ve teni gösteren de) olmamalýdýr. 3- Ýçindeki þahsý süslü ve câzip göstermemelidir,örtünün kendisi bir ziynet (süs) olmamalý,cezp edici ve renkli kumaþlar kullanýlmamalýdýr. Eðer üstten örtülecek örtünün kendisi ziynet, süslü, ilgi çekici renk ve görünüþte olursa ona örtü denilemez, böyle bir örtü ile örtünmekte câiz deðildir, haramdýr.
Ýslam dini, sanýldýðý gibi kadýnýn süslenmesini ve güzel giyinmesini yasaklamamýþ, aksine buna izin vermiþtir. Hatta altýn ve ipek gibi deðerli taký ve kumaþlarý erkeðe yasaklarken, kadýnlara serbest etmiþtir. Çünkü kadýnlar fýtraten süslenmeye eðilimlidir. Ancak, kadýn, süslü elbiselerini namahrem olmayan yerde,evinde,özellikle kocasýnýn yanýnda giyecektir.Kadýnýn yabancýya göstermediði elbisesi süslü olabilir.Ayrýca elbise kibir maksadý taþýmama-lýdýr, baþkalarýný küçümsemek ve hava atmak için deðil, Allah rýzâsýna ve tevâzuya uygun olmalýdýr.Çünkü elbise kibirlenmek için deðil, örtünmek içindir.
4-Örtü (kalýnda olsa)vücut hatlarýný(göðüs,kalça,bel,omuz gibi)belli edecek ve fitneye sebep olacak kadar dar olmamalýdýr.Zirâ Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) þöyle buyurmuþtur; “Cehennemliklerden iki sýnýf insan türeyecek, ben onlarý görmeyeceðim. Bir kýsmýnýn elinde sýðýr kuyruðu gibi kamçýlar olacak onlarla milleti dövecekler. Birde kadýnlar türeyecek bu kadýnlar giyinmiþ çýplaklar olarak kendileri (harama ve yabancý erkeðe) meyilli ve (kendine yabancý erkeði) meylettirici olacaklar. Kafalarý (saçlarýna çeþitli þeyler sararak tepeye doðru yükseltmeleri sûretiyle) deve hörgücü gibi olacak. Bunlar (tövbe etmezlerse) Cennet’e giremeyecekleri gibi çok uzaktan duyulabilen cennet kokusunu bile alamazlar” (Müslim ,Cennet:52) – Âlimlerimiz hadiste geçen “giyinik fakat çýplak kadýnlar” ifâdesini elbise giydikleri halde avret yerlerini ya kýsmen açan yada dar giyinen veya ince giyinenler þeklinde açýklamýþlardýr. (Þerhu’n-Nevevî alâ Sahih-i Müslim, 17/190)
5- Örtüden güzel koku gelmemelidir. Çünkü güzel koku, erkekleri tahrik eder. Zîra Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Herhangi bir kadýn, güzel koksun diye koku sürünür ve halkýn yanýndan geçerse, o, zâniyedir (zinâkardýr)”buyurmuþtur. (Tirmizi, Edep, 35 Nesâi, Zînet, 35-36 ) -- Yâni günah kazanma yönünden sanki zinâ etmiþ gibidir. Zinâ ile kokulanma (dýþarýya karþý) ne kadar farklý þeyler olsa bile, bir iþe sebep olan onu yapan gibidir. Kadýnlarýn kokulanmasý cinsel açýdan büyük dikkat çekecek, erkeklerin þehvetlerini tahrik edecek, onlarýn nazarlarýný kendine celb edecektir. Þehevi olan böyle bir bakýþ ise göz zinasýdýr. Göz zinâsý ise –Allah korusun- zinânýn ilk adýmýdýr, bu kötü duruma, koku sürünen kadýn sebep olduðu için, zâniye olarak tavsif edilmiþtir. (Kadýn,evinin içerisinde kocasý için süslenip,koku sürünebilir,hattâ bu dinimizce teþvik edilmiþtir)
6- Kadýn erkek elbisesi giymemeli ve giydiði elbise erkek elbisesine benzememelidir. Zîra Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Erkeklerden kadýnlara, kadýnlardan da erkeklere benzeyenlere lânet etmiþtir. (bknz. Bûhâri, Libas, 59, 5546, -5/2207-) 7- Kadýnýn giydiði elbise, yahudi-hýristiyan ve sâir Müslüman olmayan milletlerin kadýnlarýnýn elbisesine benzememelidir. Resûlullah (S.A.V.); “Kim bir millete benzemeye çalýþýrsa, 0 da onlardan olur.” (Ebû Dâvud, libas:4) ve “Bizden baþkasýna benzeyen bizden deðildir.” (Tirmizi, Ýsti’zân, 7) buyurmuþtur.
Müslüman kadýn tesettürüne son derece önem vermelidir, kendisini; hayâsýz, edepsiz , namussuz… kâfir kadýnlara ve onlarýn modalarýna benzetmeye çalýþmamalýdýr.
***** Yukarýda sayýlan maddelere göre; tunik, pantolon, bady, etek-bluz, abiye ve diðer dar ve vücut hatlarýný belli eden veya ince, yýrtmaçlý, ilgi çekici renkli, allý-pullu ve gösteriþli þekillere sâhip olan her türlü elbise ve eþarplar câiz olmayýp, dinimizin emri olan örtü deðildir. Çünkü bu kýyâfetler ve üzerlerine atýlan süslü-püslü baþörtüler, tepeden týrnaða tüm bedeni örtmemekte, örtse de þekil belli etmekte, þekil belli etmese de, giyeni câzip göstererek dikkatleri üzerine çekmektedir. Halbuki örtünmekten maksat; kadýnýn yaþlý mý-genç mi, güzel mi-çirkin mi olduðunu gizlemektir ve ilgi çektirmemektir. Günümüzde en çok moda olarak giyilen MANTO (pardösü) denen kýyafetin bizlere Fransa dan geldiðini ve sonradan bilinçli olarak günümüzdeki dar, ince, süslü ve rengârenk þekillere sokulduðunu ve böylece Müslüman kadýnlarýn daha çok dikkat çekmelerinin istendiðini unutmamalýdýr! Bunlarýn asýl amacý; Müslümanlarýn, Müslüman kimliðinin aynen kalmasý, ancak yaþantýmýzýn yahudi-hristiyanca olmasýdýr. Birde bunlar, “ Tesettür Modasý “ adý altýnda defileler tertiplemekte, örtünme isteðinde olan kýzlarýmýzý Avrupaî kýyafetlere büründürerek Ýslamî kýyafeti Avrupalýlaþtýrmaya, ya da Avrupaî kýyafeti Ýslamî gibi göstermeye çalýþmaktadýrlar. Osmanlý’nýn son devir velilerinden ve dört mezhebe de fetva verebilen âlimlerinden olan Ali Haydar Efendi (k.s.); “Manto giren eve , küfrün burnu sokulmuþtur.” buyurmuþtur. Bu tuzaða düþüp de, yukarýdaki maddeleri ihlâl ederek dikkatsiz giyinenlerin, Peygamber (S.A.V.) ’in; “ Giyinmiþ çýplaklar ” diye ifâde ettiði tehlikeli duruma düþeceklerini bilmeleri gerekir. Ayrýca Allah’ýn emrine uygun olmayan bu kýyafetleri satan firmalarýnda büyük vebal altýnda olduklarýný ve üç günlük dünya için âhiretlerini yýktýklarýný bilmelerini isteriz. Bizlerde bu tür firma ve maðazalara müþteri olarak, onlarýn büyümelerine vesile olmamalýyýz! Osmanlý zamânýndaki bir Ýslam ülkesinin sokaklarýný düþünün, çýplaklýk ve açýlma nedir bilmeyen bir ülkenin Müslüman Türk kadýnýnýn günümüzdeki geldiði bir duruma bakýn! Necip Fâzýl’ýn ifâdesi ile; “utanýrdý süt ninem burnunu göstermekten” dediði gibi, burnunu bile göstermekten, erkeðin önünden geçmekten sakýnan kadýnlar vardý. Kýsa bir zamanda bu kadýnlarýn torunlarý sokaklarýn çýplak metaý hâline geldi, o zamanýn kadýný ölürdü de baþýný açmazdý, þimdi ise sokaktaki bir kadýna baþýný kapa denildiði zaman belki de ölse baþýný kapamayacaktýr. Bu hale nasýl geldik? Nasýl getirdiler? Cevabý; Müslümanlarý harple yenemeyen emperyalistlerin, yahudi-hristiyanlarýn ve yerli iþbirlikçilerinin medya silahýný sinsice kullanmalarýnda bulabiliriz. Avrupanýn-batýnýn tek hedefi Müslümanlarý her türlü ahlaksýzlýðýn, çýplaklýðýn, zinânýn, içkinin-uyuþturucunun içinde boðarak, ülkeleri içten yýkmaktýr. Aldýklarý kararlardan bâzýlarý; “Internet, uydu, televizyon v.s. ile ahlaksýzlýðý doðuracak, cinsel duygularý tahrik edecek yayýnlarý yaygýnlaþtýracaðýz.Yeni-yeni diziler, flimler, çizgi flimler, müzikler, çeþitli sporlar vâsýtasýyla, onlarýn Kur’an’larýný, Peygamberlerini, dinlerini öðrenmelerine fýrsat vermeyeceðiz” , “Bir bardak içki ve bir çýplak dansözün Muhammed’in dinine uyanlarda yapacaðý tahribatý, bin top yapamaz. O halde Müslümanlarý içki ve þehvet bataklýðýnda boðmaya çalýþacaðýz“ , “Kur’an’larýný kapattýracaðýz, kadýnlarýný açtýracaðýz.” Ýþte bu hâin planlar için gece-gündüz çalýþmaktadýrlar. Bu sinsi düþmanlara karþý yapacaðýmýz; Allah dostlarýnýn yanýnda,cemaat hâlinde,Kur’an ve Sünnet’e, Dinimize, Âlimlerimize,ilim yuvalarýmýza sýmsýký sarýlmaktýr
Gözlerinin önünde hayat kadýnlarýna vesika verilmek suretiyle seks kölesi olarak çalýþtýrýlmasýna ses çýkarmayan,kürtaj yaþýnýn 13’e düþmesini garipsemeyen,kýz arkadaþý olmayan bir erkeði ayýplayan, bakireliði-namusu korumayý, temiz insan olmayý ve Allah-u Teâlâ’nýn emri olan tesettüre riayet etmeyi gericilik sayan bu sözde kadýn haklarýný koruyucu ve ilerici zihniyet; (maalesef) milletimize uyuþturularak-sinsice kabul ettirilmiþtir. Mehmet ÂKÝF ne güzel demiþ: “Medeniyet dediðin açmak ise bedeni, hayvanlar bizden daha medeni”
Bookmarks