4 sonuçtan 1 ile 4 arasý

Konu: ÝSLAM’DA TESETTÜR

  1. #1
    Uzman üye
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Mesajlar
    271
    ALLAH cc razý olsun / Teþekkürler
    0
    1 Konusuna 1 Teþekkür Almýþ
    Tecrübe Puaný
    15

    Standart ÝSLAM’DA TESETTÜR

    ÝSLAM’DA TESETTÜR
    Örtünmek sözlük anlamýyla kendisini örtmek, bir örtüyle kapanmak demektir. Ýslam’da örtünme; kadýnýn yabancý erkekle olan toplumsal iliþkilerde bulunma ve karþýlaþmalarýnda giydiði elbiselerde özel bir ölçüye uymasýdýr. Akýllý olup bulûða eren erkek-kadýn her mü’min için avret yerlerini örtmek farzdýr. Örtünme; Kûr’an ve Sünnet’te açýkça emredilmiþ, kimlerin ne zaman, nerede, ne þekilde örtüneceði bildirilmiþtir. Bütün Ýslam Âlimleri örtünmenin farz olduðu konusunda görüþ birliði içindedir. Örtü Âyeti indikten sonra bütün Müslüman kadýnlar bu emri,emredilen þekilde uygulamaya baþlamýþlardýr. Son asýr hariç,hiçbir devirde Müslüman kadýnýn örtüsü tartýþma konusu yapýlmamýþtýr. Kadýný dünyadaki tehlikelerden ve tecavüzden ancak örtü ve hayâ zýrhý koruyabilir. Nasýl ki açýk bir bala her türlü sinek ve böcek üþüþüyor ve kapalý tutulan bala hiçbir böcek yanaþamýyorsa; kadýnýn nâzik ve tatlý dünyasý da ancak örtüsü içinde muhafaza edilebilir. Kadýnýn örtüsü; savaþçýnýn zýrhý gibidir, zýrhýný çýkartan savaþçý korumasýz kalýr. Ve yine kadýnýn örtüsü ve hayâsý; bir kuþun tüyleri gibidir. Tüyleri yolunan bir kuþun hayatýnýn felç olmasý gibi, örtüsünden sýyrýlan kadýnýnda, dünya ve âhiret hayatý (tövbe edip Ýslam adâbýna uygun örtünmedikçe) ayný þekildedir. Ayrýca bir kadýnýn iffetli sayýlabilmesi için, sadece örtünmesi yeterli deðildir. Kadýnýn bakýþlarý, yürüyüþü, hareketleri… Bunlar tesettürü oluþturan bütünün parçalarýdýr. Peygamberimiz (S.A.V.); “Hayâ imandandýr, iman ise Cennet’e götürür” ve “Hayâ güzeldir, fakat kadýnlarda çok daha güzeldir.” buyurmuþtur. Asr-ý saadette hanýmlar dýþarý çýktýklarý vakit hayâlarýndan ötürü, duvarlara öylesine yakýn ve kenardan yürürlerdi ki; bu sebepten ötürü örtülerinin duvarlara takýldýðý olurdu! Ne yazýk ki zamanýmýzda; dýþarýda laubâli hareketlerle kahkaha atan,aðzýndaki sigara ile-sakýz ile gezen veya elindeki dondurma ile yolda yürüyen örtülü hanýmlar görmekteyiz; yine otobüste, caddelerde, parklarda v.s.. erkekler ile sarmaþ-dolaþ oturan ve bunun gibi deðiþik uygunsuz hallere girmiþ nice örtülü bacýlarýmýza rastlamaktayýz. Bu ne acý bir görüntüdür, bu gibi haller Ýslam kisvesine yakýþýrmý? Bu bacýlarýmýz Allah indinde sorumlu olduklarýný ve bu uygunsuz hareketleriyle þuurlu Müslümanlarý çok üzdüklerini bilmelidirler. Edep ve âdâba dikkat etmedikçe örtünme ile beklenen hikmetlerle dolu hedef gerçekleþmez, kiþi günahtan da kurtulamaz. Örtü ve edep içindeki insan sürekli ibadet halindedir, rahmet altýndadýr, kulluk yapmaktadýr ve sevap almaktadýr, gâye yüce Allah’ýn rýzasýdýr. Örtü bir emniyettir. Örtüyü giyende, örtülü insaný görende emniyette olur. Örtülü bir kadýnla karþýlaþan kimsenin gözü ve gönlü haramdan korunur, örtünende vebalden kurtulur. Bir kötü iþi yapmamak gibi ona sebep olmamak da farzdýr. Dinimiz, kötü iþlerden önce ona giden yollarý da kapatmýþtýr. Bunun için zinâ gibi en çirkin iþe düþülmesin diye bir sürü tedbir almýþtýr. Bunlarýn baþýnda örtünme gelmektedir. Peygamberimiz (S.A.V.); “ Kadýn avrettir (örtülmesi gereken bir varlýktýr), (kadýn) dýþarý çýktýðý zaman þeytan ona gözünü diker (onu günaha nasýl âlet edeceðini hesap eder)” buyurmuþtur. (Tirmizî, Radâ, 18 -1173)
    Resûlullah (S.A.V.) bir gün kýzý Hazreti Fâtýma’ya (R.a.) “Kadýn için en hayýrlý olan nedir?” diye sordu, O da: “Onun yabancý bir erkeði ve yabancý bir erkeðin de onu görmemesidir.” deyince; Resûlullah (S.A.V.):“Fâtýma benden bir parçadýr!“ buyurdular (Heysemî,M.Zevâhid,4,255) Fâtýma annemiz tesettüre son derece ehemmiyet verirdi.Resulullah (S.A.V.), O’nun bu hassasiyetini bildiði için; “Kýyamet gününde perde gerisinden bir münâdi þöyle seslenecek: Ey mahþer halký! Gözlerinizi kapayýn, Fâtýma bintü Muhammed geçecek” demiþtir.
    Þu bir hakikattir ki, kadýnlar tesettürden uzaklaþtýkça evlenmeler azalmýþ, genç çiftler arasýnda geçimsizlik ve boþanmalar çoðalmýþtýr. Birçok genç erkek ve kadýn evlenmeyi gereksiz görür hâle gelmiþtir. Çünkü beþeri arzularýný istedikleri an gayri meþru yollardan tatmin etmektedirler. Þüphesiz bunlarýn evlenmeye ihtiyaçlarý kalmýyor, buda toplumlarý çöküþ tehlikesi ile karþý karþýya býrakmaktadýr. Zîra açýktýr ki ailelerin yýkýlmasý, çiftlerin birbirini aldatmasý, kadýnlarýn süslenip-püslenerek sokaklarda açýk-saçýk gezmelerinden kaynaklanmaktadýr. Çýplaklýk; ahlâkýn bozulmasýna, zinânýn çoðalmasýna, þehvâni hislerin kamçýlanmasýna sebep olmaktadýr. Açýlan bir çiçek nasýl arýlarý kendine davet etmekte ise; örtünmeyen bir kadýnda erkeklerin gözlerini üzerine çekmiþ olur. Müslüman bir kadýn bütün meziyet ve güzellikleri ile evinin ve erinin kadýný olmalýdýr. Kadýn yaratýlýþýndaki her güzelliði ile sâdece eþine helaldir. Örtünme, Müslüman kadýn için sadece yabancý bakýþlara ve art niyetli yaklaþýmlara karþý bir korunma aracý deðildir. O; kadýnla erkek arasýnda meydana gelmesi her an için mümkün ve muhtemel olan meþrû olmayan yakýnlýðý engellemenin de bir aracýdýr. Bu açýdan bakýldýðýnda örtünmenin þekli de ortaya çýkar. Kadýn-erkek arasýndaki câzibeyi, çekimi, etkilenmeyi engellemeyen örtünün de tesettür olmadýðý anlaþýlýr. Ýslam’da örtünmenin zarûri þartlarý vardýr, bunlarý kýsaca þöyle sýralarýz ;
    1- Örtü, bütün vücudu örtmelidir. “… Cilbablarýndan (bir kýsmýna dolanýp, diðer) bir kýsmýný (da uzuvlarýnýn þeklini belli etmeyecek vaziyette) üzerlerine sarkýtsýnlar..”(Ahzab Sûresi: 59) ‘Cilbab’ bütün vücudu baþtan aþaðý örten bir örtüdür.Buna göre þer’i örtünme,vücudun tamamýný örtmektir
    2- Örtü alttaki elbiseyi gösterecek kadar ince olmamalýdýr, zira hicaptan maksat gizlemektir. Ýnce örtü, alttaki elbisenin görünmesini önleyemez, bilakis karþý cinsin bakýþlarýný daha çok cezp eder ve tahrik eder. Bu yüzden elbise kalýn olmalý, altýndakini dýþarýya aksettirmemelidir. Giyilen elbise ince olmadýðý gibi, þeffaf da (bedeni ve teni gösteren de) olmamalýdýr. 3- Ýçindeki þahsý süslü ve câzip göstermemelidir,örtünün kendisi bir ziynet (süs) olmamalý,cezp edici ve renkli kumaþlar kullanýlmamalýdýr. Eðer üstten örtülecek örtünün kendisi ziynet, süslü, ilgi çekici renk ve görünüþte olursa ona örtü denilemez, böyle bir örtü ile örtünmekte câiz deðildir, haramdýr.
    Ýslam dini, sanýldýðý gibi kadýnýn süslenmesini ve güzel giyinmesini yasaklamamýþ, aksine buna izin vermiþtir. Hatta altýn ve ipek gibi deðerli taký ve kumaþlarý erkeðe yasaklarken, kadýnlara serbest etmiþtir. Çünkü kadýnlar fýtraten süslenmeye eðilimlidir. Ancak, kadýn, süslü elbiselerini namahrem olmayan yerde,evinde,özellikle kocasýnýn yanýnda giyecektir.Kadýnýn yabancýya göstermediði elbisesi süslü olabilir.Ayrýca elbise kibir maksadý taþýmama-lýdýr, baþkalarýný küçümsemek ve hava atmak için deðil, Allah rýzâsýna ve tevâzuya uygun olmalýdýr.Çünkü elbise kibirlenmek için deðil, örtünmek içindir.
    4-Örtü (kalýnda olsa)vücut hatlarýný(göðüs,kalça,bel,omuz gibi)belli edecek ve fitneye sebep olacak kadar dar olmamalýdýr.Zirâ Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) þöyle buyurmuþtur; “Cehennemliklerden iki sýnýf insan türeyecek, ben onlarý görmeyeceðim. Bir kýsmýnýn elinde sýðýr kuyruðu gibi kamçýlar olacak onlarla milleti dövecekler. Birde kadýnlar türeyecek bu kadýnlar giyinmiþ çýplaklar olarak kendileri (harama ve yabancý erkeðe) meyilli ve (kendine yabancý erkeði) meylettirici olacaklar. Kafalarý (saçlarýna çeþitli þeyler sararak tepeye doðru yükseltmeleri sûretiyle) deve hörgücü gibi olacak. Bunlar (tövbe etmezlerse) Cennet’e giremeyecekleri gibi çok uzaktan duyulabilen cennet kokusunu bile alamazlar” (Müslim ,Cennet:52) – Âlimlerimiz hadiste geçen “giyinik fakat çýplak kadýnlar” ifâdesini elbise giydikleri halde avret yerlerini ya kýsmen açan yada dar giyinen veya ince giyinenler þeklinde açýklamýþlardýr. (Þerhu’n-Nevevî alâ Sahih-i Müslim, 17/190)
    5- Örtüden güzel koku gelmemelidir. Çünkü güzel koku, erkekleri tahrik eder. Zîra Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Herhangi bir kadýn, güzel koksun diye koku sürünür ve halkýn yanýndan geçerse, o, zâniyedir (zinâkardýr)”buyurmuþtur. (Tirmizi, Edep, 35 Nesâi, Zînet, 35-36 ) -- Yâni günah kazanma yönünden sanki zinâ etmiþ gibidir. Zinâ ile kokulanma (dýþarýya karþý) ne kadar farklý þeyler olsa bile, bir iþe sebep olan onu yapan gibidir. Kadýnlarýn kokulanmasý cinsel açýdan büyük dikkat çekecek, erkeklerin þehvetlerini tahrik edecek, onlarýn nazarlarýný kendine celb edecektir. Þehevi olan böyle bir bakýþ ise göz zinasýdýr. Göz zinâsý ise –Allah korusun- zinânýn ilk adýmýdýr, bu kötü duruma, koku sürünen kadýn sebep olduðu için, zâniye olarak tavsif edilmiþtir. (Kadýn,evinin içerisinde kocasý için süslenip,koku sürünebilir,hattâ bu dinimizce teþvik edilmiþtir)
    6- Kadýn erkek elbisesi giymemeli ve giydiði elbise erkek elbisesine benzememelidir. Zîra Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Erkeklerden kadýnlara, kadýnlardan da erkeklere benzeyenlere lânet etmiþtir. (bknz. Bûhâri, Libas, 59, 5546, -5/2207-) 7- Kadýnýn giydiði elbise, yahudi-hýristiyan ve sâir Müslüman olmayan milletlerin kadýnlarýnýn elbisesine benzememelidir. Resûlullah (S.A.V.); “Kim bir millete benzemeye çalýþýrsa, 0 da onlardan olur.” (Ebû Dâvud, libas:4) ve “Bizden baþkasýna benzeyen bizden deðildir.” (Tirmizi, Ýsti’zân, 7) buyurmuþtur.
    Müslüman kadýn tesettürüne son derece önem vermelidir, kendisini; hayâsýz, edepsiz , namussuz… kâfir kadýnlara ve onlarýn modalarýna benzetmeye çalýþmamalýdýr.
    ***** Yukarýda sayýlan maddelere göre; tunik, pantolon, bady, etek-bluz, abiye ve diðer dar ve vücut hatlarýný belli eden veya ince, yýrtmaçlý, ilgi çekici renkli, allý-pullu ve gösteriþli þekillere sâhip olan her türlü elbise ve eþarplar câiz olmayýp, dinimizin emri olan örtü deðildir. Çünkü bu kýyâfetler ve üzerlerine atýlan süslü-püslü baþörtüler, tepeden týrnaða tüm bedeni örtmemekte, örtse de þekil belli etmekte, þekil belli etmese de, giyeni câzip göstererek dikkatleri üzerine çekmektedir. Halbuki örtünmekten maksat; kadýnýn yaþlý mý-genç mi, güzel mi-çirkin mi olduðunu gizlemektir ve ilgi çektirmemektir. Günümüzde en çok moda olarak giyilen MANTO (pardösü) denen kýyafetin bizlere Fransa dan geldiðini ve sonradan bilinçli olarak günümüzdeki dar, ince, süslü ve rengârenk þekillere sokulduðunu ve böylece Müslüman kadýnlarýn daha çok dikkat çekmelerinin istendiðini unutmamalýdýr! Bunlarýn asýl amacý; Müslümanlarýn, Müslüman kimliðinin aynen kalmasý, ancak yaþantýmýzýn yahudi-hristiyanca olmasýdýr. Birde bunlar, “ Tesettür Modasý “ adý altýnda defileler tertiplemekte, örtünme isteðinde olan kýzlarýmýzý Avrupaî kýyafetlere büründürerek Ýslamî kýyafeti Avrupalýlaþtýrmaya, ya da Avrupaî kýyafeti Ýslamî gibi göstermeye çalýþmaktadýrlar. Osmanlý’nýn son devir velilerinden ve dört mezhebe de fetva verebilen âlimlerinden olan Ali Haydar Efendi (k.s.); “Manto giren eve , küfrün burnu sokulmuþtur.” buyurmuþtur. Bu tuzaða düþüp de, yukarýdaki maddeleri ihlâl ederek dikkatsiz giyinenlerin, Peygamber (S.A.V.) ’in; “ Giyinmiþ çýplaklar ” diye ifâde ettiði tehlikeli duruma düþeceklerini bilmeleri gerekir. Ayrýca Allah’ýn emrine uygun olmayan bu kýyafetleri satan firmalarýnda büyük vebal altýnda olduklarýný ve üç günlük dünya için âhiretlerini yýktýklarýný bilmelerini isteriz. Bizlerde bu tür firma ve maðazalara müþteri olarak, onlarýn büyümelerine vesile olmamalýyýz! Osmanlý zamânýndaki bir Ýslam ülkesinin sokaklarýný düþünün, çýplaklýk ve açýlma nedir bilmeyen bir ülkenin Müslüman Türk kadýnýnýn günümüzdeki geldiði bir duruma bakýn! Necip Fâzýl’ýn ifâdesi ile; “utanýrdý süt ninem burnunu göstermekten” dediði gibi, burnunu bile göstermekten, erkeðin önünden geçmekten sakýnan kadýnlar vardý. Kýsa bir zamanda bu kadýnlarýn torunlarý sokaklarýn çýplak metaý hâline geldi, o zamanýn kadýný ölürdü de baþýný açmazdý, þimdi ise sokaktaki bir kadýna baþýný kapa denildiði zaman belki de ölse baþýný kapamayacaktýr. Bu hale nasýl geldik? Nasýl getirdiler? Cevabý; Müslümanlarý harple yenemeyen emperyalistlerin, yahudi-hristiyanlarýn ve yerli iþbirlikçilerinin medya silahýný sinsice kullanmalarýnda bulabiliriz. Avrupanýn-batýnýn tek hedefi Müslümanlarý her türlü ahlaksýzlýðýn, çýplaklýðýn, zinânýn, içkinin-uyuþturucunun içinde boðarak, ülkeleri içten yýkmaktýr. Aldýklarý kararlardan bâzýlarý; “Internet, uydu, televizyon v.s. ile ahlaksýzlýðý doðuracak, cinsel duygularý tahrik edecek yayýnlarý yaygýnlaþtýracaðýz.Yeni-yeni diziler, flimler, çizgi flimler, müzikler, çeþitli sporlar vâsýtasýyla, onlarýn Kur’an’larýný, Peygamberlerini, dinlerini öðrenmelerine fýrsat vermeyeceðiz” , “Bir bardak içki ve bir çýplak dansözün Muhammed’in dinine uyanlarda yapacaðý tahribatý, bin top yapamaz. O halde Müslümanlarý içki ve þehvet bataklýðýnda boðmaya çalýþacaðýz“ , “Kur’an’larýný kapattýracaðýz, kadýnlarýný açtýracaðýz.” Ýþte bu hâin planlar için gece-gündüz çalýþmaktadýrlar. Bu sinsi düþmanlara karþý yapacaðýmýz; Allah dostlarýnýn yanýnda,cemaat hâlinde,Kur’an ve Sünnet’e, Dinimize, Âlimlerimize,ilim yuvalarýmýza sýmsýký sarýlmaktýr
    Gözlerinin önünde hayat kadýnlarýna vesika verilmek suretiyle seks kölesi olarak çalýþtýrýlmasýna ses çýkarmayan,kürtaj yaþýnýn 13’e düþmesini garipsemeyen,kýz arkadaþý olmayan bir erkeði ayýplayan, bakireliði-namusu korumayý, temiz insan olmayý ve Allah-u Teâlâ’nýn emri olan tesettüre riayet etmeyi gericilik sayan bu sözde kadýn haklarýný koruyucu ve ilerici zihniyet; (maalesef) milletimize uyuþturularak-sinsice kabul ettirilmiþtir. Mehmet ÂKÝF ne güzel demiþ: “Medeniyet dediðin açmak ise bedeni, hayvanlar bizden daha medeni”
    SIRR-I KAM-I AÞK DERD-MENDAN ANLAR<br /><br />SANMA DÝL SIRRIN HODPESENDAN ANLAR<br /><br />NAKKAÞA ÝRER ARÝF OLAN NAKÞINDAN<br /><br />BU NAKÞ-Ý GARÝBÝ NAKÞ-BENDAN ANLAR<br /><br />__________________

  2. #2
    Uzman üye
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Mesajlar
    271
    ALLAH cc razý olsun / Teþekkürler
    0
    1 Konusuna 1 Teþekkür Almýþ
    Tecrübe Puaný
    15

    Standart Ynt: ÝSLAM’DA TESETTÜR

    --------------- ÖRTÜNMEK ALLAH-U TEÂLÂ’ nýn EMRÝDÝR ---------------
    “EY Peygamber! Hanýmlarýna, kýzlarýna ve müminlerin kadýnlarýna söyle ki (bir ihtiyaç için dýþarý çýktýklarý zaman) dýþ elbiselerinden -‘Cilbab’larýndan- (bir kýsmýna dolanýp, diðer) bir kýsmýný (da uzuvlarýnýn þeklini belli etmeyecek vaziyette) üzerlerine sarkýtsýnlar. Bu (sûretle örtünmeleri), onlarýn (,câriyelerden, Ýslam’ýn yasakladýðý bazý aþaðýlýk iþleri yapan kadýnlardan seçilip) tanýnmamalarýna ve (kötü insanlar tarafýndan) eziyet olunmamalarýna daha yakýn (bir davranýþ) dýr… ” (Ahzab Sûresi, 59. Âyet, Kur’ân-ý Mecîd ve Tefsirli Meâl-i Âlîsi, Mahmud USTAOSMANOÐLU -Yâsin yayýnevi: 0212 6353055- )
    Allah-u Teâlâ bu Âyeti Kerime’de mü’min kadýnlara, evlerinden çýkarken yabancý erkekler karþýsýnda vücutlarýný iyice örten cilbablarýný--dýþ elbiselerini üzerlerine örtünmelerini emretmiþtir.Bunun þeklide iki türlü tarif edilmiþtir, baþörtüsünün üstünden, bedeni aþaðýya kadar örten büyük parça bir giysi veya baþörtüsünün altýnda, boyundan aþaðýya topuklara kadar örten dýþ giysi. Müfessirler âyette geçen cilbab hakkýnda deðiþik yorumlarda bulunsalarda mefhumda birleþmiþler ve cilbab’dan gâyenin
    kadýnýn elbiseleri üzerine bürünülen ve vücut hatlarýný belli etmeyecek þekilde bütün vücudu örten bir elbise olduðunda ittifak etmiþlerdir. Ýþte bâzý Müfessirlerin beyanlarý;
    Elmalýlý Muhammed Hamdi Yazýr (R.a.) Cilbab hakkýnda þunlarý söylüyor: “CÝLBAB; baþtan aþaðý vücûdu örten çarþaf, ferace, car gibi dýþ kisvenin adýdýr. Bu da çarþaf veya peçedir. ‘Cilbab’ dan örtmek tâbirinde de iki kýsým vardýr. Birisi cilbablarýndan birisiyle bütün bedenini sýkýca örtmek, birisi de bir cilbabýn her tarafýyla baþýndan yüzünü örtmek demek olur. Bu beyanda da iki suret vardýr; Birisi kaþlarýna kadar baþýný örttükten sonra büküp yüzünü de örtmek ve yalnýz tek gözünü açýk býrakmaktýr. Ýkincisi de alnýnýn üzerinden sýkýca sardýktan sonra burnunun üzerinden dolayýp gözlerinin ikisi de açýk kalsa bile yüzünün büyük bir kýsmýný ve göðsünü tamâmen örtmüþ olmaktýr” (M.H.Yazýr,Hak Dini Kur-an Dili,c.6,s.3928-3929) Yine Konyalý Mehmet Vehbi Efendinin,Hülasatü’l-beyan’ýnda da âyet-i kerime benzer þekilde tefsir edilmiþtir (c:9 sh:3719)
    Ömer Nasûhi BÝLMEN (R.a.) “Celâbib kadýnlarýn örtündükleri çarþaflar, ferâceler, elbiselerin üzerlerine giyindikleri örtülerdir” demiþtir.(Kur’an’ýn Meâli ve Tefsiri, c.6,s.2832)
    ‘’Cilbab; Milhafe (çar ve çarþaf) gibi bütün bedeni örten bir elbisedir.’’ (Medarikü’t-tenzil ve Hakaikü’t-te’vil c:3 sh:478) “Cilbab: baþtan aþaðý bütün bedeni örten bir elbisedir.” (Tefs.Vazih c.22 s.24) Ýbni Cübeyr ve bâzý ulemâya göre; “Milhafe” ve “Mikne’a” dýr.Bu da,yüzle birlikte bütün bedeni örten peçe ve çarþaf anlamýndadýr.(Beyzâvi, Nesefi, Âlûsi)
    M.bin Þîrîn dedi ki: Ubeyde es-Selmânî'ye “Cilbablarýný üzerlerine çeksinler" âyetinin mânâsýný sordum. Yüzünü ve baþýný örttü, sâdece sol gözünü açýkta býraktý -Böylece âyeti fiili olarak tefsir etti- (Taberi, Ýbni Kesir). Tefsiru’l Celaleyn’de ise “Cilbab: mülâedir (milhafe gibi) ki, kadýn bir ihtiyaç için dýþarýya çýktýðý zaman üzerine büründüðü vücûdunu kapla-
    yan ve bâzý kýsmýyla baþý üzerine tek bir gözü açýk kalacak þekilde yüzünü örttüðü elbisedir.” buyurulmuþtur. Es-Süddi: ‘Kadýn gözlerinden birini, yüzünü ve yüzünün açýk kalan
    göz kýsmýndaki tarafýný kapatýr, sadece bir göz açýk kalýr’ diyor. Ebu Hayyan der ki: ‘Endülüste de adet böyle idi. Kadýnýn bir gözünden baþka hiçbir yeri görünmezdi.’ (Bahru’l-Muhit)
    Ýbni Abbas ve Abîde es-Selmâni; ‘kadýn bir ihtiyacý için evden çýktýðý zaman tek gözü hâriç cilbaba bürünür’ demiþtir. Yine Ýbni Abbas ve Katâde þöyle demiþtir; ‘kadýn cilbabýný alnýnýn üzerinden büker ve baðlar, sonrada burnunun üzerinden onu çevirir, her ne kadar iki gözü açýkta olsa da, cilbab göðsü ve yüzün büyük bir bölümünü örtmelidir…’ (Taberi, Ýbni Kesir, Kurtubî) Yüzün tamâmýnýn örtülmesini zikredenlerde vardýr.(Cessâs, Nesefî, Alûsi, Bahru’l-Muhit, EbusSuûd...) (ÝSMÝ VER. TEFSÝR KÝT. AHZAB SûRESÝ 59. bknz. KISMEN ALINMIÞTIR)
    * Sonuç olarak Âyet’de geçen "cilbab" ile, kesintisiz bütün bedeni baþtan aþaðý örten geniþ bir elbiseyi târif etmektedirler ki, bu tárife en uygun olan kýyáfet çarþaf, ferâce ve çar’dýr. Bu kýyafetler, Türkiye'nin çeþitli yörelerinde, " ehram, peþtamal–dolama, þalvar–atký " gibi farklý isimlerlede zikredilmektedir. (Günümüzde bâzý deðiþikliklere uðramýþ ve bilinçsizce giyilen bu yöresel kýyâfetlerin, örtüde bulunmasý gereken þartlarý ihlal edenleri elbette kabul edilmez, dolayýsýyla isim takýsýndan ziyâde tesettür için zikredilen þartlarýn aranma zorunluluðu vardýr.) Cilbab, giyilenden çok bürünülen, sarkýtýlan ve normal elbisenin üzerine atýverilen bir üstlük olarak tanýmlanmýþ ve uygulanmýþtýr. Hazreti Âiþe (Radýyallâhu anha) þöyle demiþtir; “Allah Ensar kadýnlarýna rahmet etsin. (Onlar) ne zaman “Cilbablarýný üzerlerine çeksinler" âyeti inince elbiselerini yardýlar ve ona büründüler, baþlarý üzerinde siyah kargalar varmýþçasýna Allah Resûlü’nün (S.A.V.) arkasýnda namaz kýldýlar. (Rûhu’l-Maânî, Ahzab Sûresi 59. Âyet tefsiri) Ýþte bu gibi sahih rivâyetler cilbabýn giyilenden ziyâde, bürünülen bir örtü þekli olduðunu gösterir. Tabî ki bu kýyafetlerin kumaþýnýn kalitesi, ince veya kalýn oluþu örfe, beldelere ve mevsimlere göre deðiþiklik gösterebilir. Ancak dikkat edilecek husus, kadýnýn tepeden týrnaða bütün vücudunu örtmelidir, ayrýca kadýnýn boyun, omuz, göðüs, kol, koltuk altý, bel gibi, kýsaca vücut hatlarýnýn belli etmememelidir. Ýçini gösterecek kadar þeffaf, vücut hatlarýný belli edecek kadar ince ve dar olmamalýdýr. ‘Elbisesi ince olanýn,dini de incelir’ denilmiþtir (Mirkatü’l-Mefâtih,4/432)
    Ýlk kullanýldýðý dönemlerde þimdiki yatak çarþaflarý gibi tek bir parçadan ibaret olan “ÇARÞAF” þehir kýyâfeti olarak giyilebilecek en güzel bir örtüdür. Çünkü çarþaf, gâyet bol olmasý ve kalýn kumaþý ile bütün bedenin uzuvlarýný belli etmemesi, yere kadar uzanýp, topuklara kadar örtmesi ve siyah rengi ile ilgi çekmemesi hasebiyle en güzel bir tesettürdür. Cilbabýn asýl görevi kadýnýn ziynetlerini örtmesi ve dýþarýda kadýnýn çekiciliðini azaltmasýdýr; bunu ise koyu renklerin, özellikle siyahýn daha güzel yapacaðý bir gerçektir. Ümmü Seleme (R.a.) annamizin: “Cilbablarýný üzerlerine çeksinler” âyet-i kerimesi inince, Ensar hanýmlarý dýþarý çýkarken baþlarý üzerinde kargalar varmýþ gibi siyah kisvelere büründüler” þeklindeki beyâný (Ebû Dâvud, Libas: 32,no:4101,2/459. Ýbni Kesir:6/471), bizim için bir delil ve Müslüman hanýmlar için bir örnektir. Þehir kýyafeti olarak ecdâdýmýz OSMANLI da çarþafý tercih etmiþtir. Mahmud Efendi (k.s.); " Çarþafý olmayan kadýn, çatýsý olmayan harap bir eve benzer. Çatýsýz bir ev, rüzgar ve yaðmurdan muhafaza olamayacaðý gibi, çarþafsýz bir kadýnda dýþardan gelecek zararlardan kendisini muhafaza edemez.” buyurmuþtur. Konumuzla alâkalý olarak Bediüzzaman Sâîd Nursî (r.a) Hanýmlar rehberi’nin tesettür bahsinde; “Çarþaflarý kadýnýnlarýn siperi ve kal’asý” olduðunu ifâde ederek, çarþafýn (cilbabýn) Müslüman hanýmlar için ehemmiyet ve gereðini beyan etmek istemiþtir.
    * “Mü’min kadýnlara de ki; gözlerini haramdan sakýnsýnlar, namuslarýný korusunlar. Ziynet (mahalleri olan boyun, kulak, baþ, kol ve bacak gibi yer)lerini açýp göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (kendiliðinden görünen) müstesnadýr. Baþörtülerini, yakalarýnýn üstünü -kapayacak sûrette- koysunlar...” ( Nur, 31 )
    Câhiliyet zamanýnda kadýnlar baþörtülerini enseye baðlayarak veya arkaya salývererek gerdanlýklarýný, boyunlarýný ve sâir ziynet yerlerini açýk bulundururlardý. Cenâb-ý Hak bu âyet-i celîle ile câhiliye devrinin bu âdetini kesinlikle yasaklamýþ, yukarýdaki Ahzab Sûresi 59. âyet-i celîlesi ile de hür kadýnlarýn câriyelerden ayrýlmasý hikmetine binâen Müslüman hanýmlarýn evlerinden çýkarken Cilbablarýný üzerlerine çekmeleri, ev kýyafetleriyle sokaða çýkmamalarýný emretmiþtir. Elmalýlý Hamdi Yazýr (R.a.) meþhur tefsirinde, Nur Sûresi 31. âyet hakkýnda; “Bu âyette emredilen þudur: Kadýnlar baþlarýný, saçlarýný, kulaklarýný, gerdanlarýný ve göðüslerini açýk tutmayýp anlatýldýðý gibi güzelce örtsünler. Bunun için onu temin edecek baþörtüsü kullansýnlar.” buyurmuþtur. Kurtûbî, Ahkâmi’l-Kur’ân’da (12/153); “Baþörtüsü baþý tamamen örtmelidir. Bu örtü kadýnýn bütün saçlarýný, boyun ve göðüs kýsýmlarýný örtecek ve bunlardan hiçbir þey göstermeyecek þekilde olmalýdýr.” demiþtir. Alûsi; “Âyette, Müslüman kadýnlarýn baþlarýný, saçlarýný, kulaklarýný, boyunlarýný ve göðüslerini örtmeleri ve bunu saðlayacak baþ örtüsü kullanmalarý emredilmektedir.” buyurmuþtur. (Rûhu’l-Maânî 18/ 208-209) Günümüzde ise bâzý hanýmlar ya bilmediklerinden, yada umursamadýklarýndan baþörtüsü olarak kullandýklarý bâzý eþarplarý küçük tutulmakta, baþýndan itibâren, yakalarýnýn üzerini tamamen örtecek þekilde, göðüslerden aþaðý doðru sarkýtmamaktadýrlar. Kur’an’da emredilen baþörtü bu þekil deðildir.! Sâdece küçük bir baþörtüyle baþ kapamayý örtü zannetmek yanlýþtýr. Ama ne yazýk ki günümüzde; çenede düðüm atarak eþarp baðlayanlar, küçük bir baþörtüsüyle pardüsü giyenler, pardüsünün önünü açýp pantolonunu gösterenler, tunik giyenler, baþýný kapatýp pantolon-blüz giyenler, yýrtmaçlý etek giyenler, veya yüzlerine makyaj yapýp dýþarý çýkanlarýn sayýsý hiçte az deðildir.! Bu hanýmlar bilsinler ki günaha girmektedirler. Allah’a ve âhiret gününe imaný olanlarýn yapmasý gereken; bu halden tövbe edip, Ýslam adâbýna uygun þekilde örtünmektir. Hazreti Âiþe (R.a.) buyurmuþtur ki; "Allah muhâcirlerin hanýmlarýna rahmet etsin. Allah-u Teâlâ “Baþörtülerini baþlarýndan doðru yakalarýnýn üzerine atsýnlar” âyetini indirince, onlar hemen çarþaf gibi büyük örtüleri baþlarýna geçirecek þekilde yarýp onlarla örtündüler." demiþtir. (Buhâri Tefsir:251, no:4480-81, 4/1782,1783) Bir âyette þöyle buyurulmuþtur; “Her kim zerre kadar hayýr iþlemiþse onu görecektir. Her kim, zerre kadar þer iþlemiþse onu görecektir.” (Zilzal Suresi 7-8) Akýllý kiþi nefsini hesaba çeker, hâlini düzeltir ve ahiret yurdu için hazýrlýðýný yapar. Günahlarýn bile bile iþlenmeye devam edilmesi ve tövbenin ertelenmesi büyük gaflettir. Niceleri “sonra yapacaðým” diyerek, ansýsýn ölümle âhiret âlemine gözlerini açmýþtýr.
    Baþ örtüsünde dikkat edilecek bir hususta; kadýnýn saç þeklini ve modelini belli etmemesidir. Ayrýca ilgi çekici renkli, desenli veya altýný gösterecek kadar ince eþarplar kesinlikle câiz deðildir. Hazreti Âiþe (R.a.); altýný gösteren ince baþörtü ile huzuruna getirilen bir gelini þöyle uyardý; “Nûr Sûresine inanan bir kadýn böyle örtünmez.” (Kurtûbî,A.Kur’ân, 14/157) Ayrýca dine hizmet niyetiyle üniversitede okumak için veya herhangi bir iþyerinde çalýþmak için v.s.. baþ açmak kesinlikle câiz deðildir, haramdýr. Peygamberimiz (S.A.V.); “Yüce Yaratýcý’ya isyaný emreden hiç kimseye itaat edilmez.”buyurmuþtur.(Buhari, Ahkam 4) Bu kimse anne-baba,hoca,koca,aða,patron,paþa ve padiþahta olsa durum deðiþmez. Kadýnlarýn mutlaka bilmesi gereken þeyleri, avret yerlerini açmayý gerektirmeyen ve erkeklerle karýþýk olmayan ilim yuvalarýndan öðrenmeye çalýþmalarý lâzýmdýr. Ayrýca Ýslam tarihi hiçbir resmi tahsili olmadýðý halde,kendisini özel olarak yetiþtirip Ýslam’a ve ilme hizmet eden kadýnlarla doludur.(G.M.Fetvalar, Halil Günenç C:2 S:180-1)
    Yüz meselesine gelince; Þâfii ve Hanbeli mezheplerine göre kadýnýn bütün vücûdu (el, yüz, dahil) avrettir, dolayýsýyla amelde bu mezhebi taklit eden hür kadýnlarýn peçe kullanmalarý zarûridir. Hanefi ve Maliki mezheplerine göre ise eller ve yüzün fitne korkusu olmadýðý taktirde avret olmadýðý belirtilmiþtir. ( Kitâbu’l-fýkh Mezâhibi’l-erbaa ve Ömer. N.BÝLMEN, B.Ýslam Ýlmihali ) Ama zamânýmýz fitne ve fesâdýn zirveye ulaþtýðý bir dönemdir, bu sebeple Hanefi mezhebini taklit eden bir kadýnýnda en azýndan gözlerini açýkta býrakacak þekilde yüzünü kapatmasý lâzýmdýr.
    Konumuzla alâkalý olarak Hanefi fýkýh kitaplarýndan Reddül Muhtar’da “Genç kadýnýn erkeklerin arasýnda yüzünü açmasý yasaklanýr. Fakat bu avret olduðu için deðil, fitneden korkulduðu içindir” hükmü kayýtlýdýr. Ýbni Abidin (Rahimehullah) Bu metni izâh ederken bunun sebebi fitne ve fucûr korkusu yâhut þehvet endiþesidir buyurmuþtur.( Ýbni Abidin terc. C:2 sy:113 )
    Münteka’da, “genç kadýnlar fitneye götürmesin diye yüzlerini açmaktan men edilirler, bizim zamânýmýzda fesad gâlib (çok) olduðu için men edilmesi vaciptir hatta farzdýr” buyurulmuþtur (bkz.Halebi Saðir haþiyesi s:139). Tahtâvi’de; “Avret olduðundan deðilde fitne korkusundan dolayý genç kýzlar yüzünü açmaktan men edilirler” buyurulmuþtur. Yine Hanefi Fýkýh kitaplarýndan olan Hediyyetü’l-Alâiyye’dede ayný þekilde zikredilmiþtir. Ayaklarý örtme husûsunda ise (Hanefî’de) ihtilaf vardýr,bu ihtilaftan kurtulmak için kadýnlarýn ayaklarýný örtmeleri daha iyidir.
    Örtünmenin farz olduðunu kabul edip, þer’i tesettüre riâyet etmeyen kadýnlar günahkar olup fiillerine göre ilâhi azap ve cezaya müstahak olurlar, örtünün inkarý ise küfürdür.
    Erkek de kendi aile halký arasýnda koruyucu bir çobandýr ve koruyup baktýðý kimselerden mes’uldür. Rabbimiz; “Ey iman edenler ! Kendilerinizi ve ailelerinizi öyle bir ateþten koruyun ki, onun yakýtý insanlar ve taþlardýr.” (Tahrîm, 6) buyurmuþtur. Resulullah (S.A.V.) “Bu ümmetin sonunda birtakým adamlar türeyecek, bu adamlar kendilerini erkek kabul edip, eðerli atlara binecekler (zamanýmýzdaki araçlar) Camilerin kapýlarýna gelecekler (yâni bu adamlar Müslüman olacak) Fakat hanýmlarý giyinmiþ çýplaklar olacaklar...” buyurmuþtur. (Ýmam-ý Ahmed, Müsned)
    Yine bir hadis-i þerifte; “Kýskançlýk imandandýr.” buyurulmuþtur. (Beyheki, Þuabu’l-Ýman, 7/411) Bunun üzerinde de çok titiz olmak lâzýmdýr. “... karýsýný kýskanmayan kimsenin þüphe yok ki, kalbi hastadýr.” (Ýbn Ebi Þeybe,Nikah:270,No:7,3/467) Bu husustada en iffetli yol; kadýnýn yanýna erkeðin girmemesi,kadýnýnda erkek cemaatine çýkmamasýdýr,yâni Haremlik-Selamlýða uymaktýr
    ( Zamanýmýzda haremlik-selamlýk meselesi hemen hemen unutulmak üzeredir.! Evin reisleri olan erkekler; hanýmlarýný, kýzlarýný, kendilerine haram olan kiþilerin karþýsýna (misâfirliklerde, akraba ziyaretlerinde v.s..) asla çýkarmamalýdýr. Kadýnlarda; kendilerine namahrem (haram) olan; isterse akraba çevresinde olsun (teyzeoðlu, amcaoðlu, dayýoðlu, halaoðlu ve eniþte, kayýn v.s.. gibi), isterse yakýn çevrede olsun (kocanýn erkek arkadaþý, komþunun oðlu ve bunun gibi) her türlü yabancý kiþileri öðrenerek, böyle kendisine nikah düþen kiþilerin karþýsýna çýkýp, onlarla beraber (tesettürlü dahi olsa) oturmamalýdýr. Bu haremlik-selamlýða riâyet etmeyerek bir arada bulunmak, beraber oturmak, beraber yemek yemek v.s.. haramdýr, günahtýr. Erkeklerin de ayný þekilde; amca, hala, teyze ve dayý kýzlarý, baldýz, yenge v.s.. gibilerden kendisini sakýnmasý lazýmdýr. Misafirliklerde yapmamýz gereken; kadýn ve erkeklerin ayrý ayrý yerlerde oturmasý, eðer kadýn; erkek cemaatine bir ikram yapacaksa , onlarýn oturduðu odanýn kapýsýný dýþarýdan çalýp, yapacaðý ikramý; kocasýnýn, oðlunun, kardeþinin, babasýnýn v.s.. eline vermesidir. Ayrýca bu haremlik-selamlýða uymayarak, þeytan ve nefsin; “Bizim kalbimiz temiz” , ”Bu gibi hallerden birþey olmaz” , “Onlar yabancý deðil” gibi vesveselerine de kanmamalýdýr. Kalp temizliði ancak hayýrlý-sâlih ameller iþlemekle olur.! Hiç günah iþlemeye devam ederek kalp temizliði olur mu?... )

    NOT: ÝSTEYEN KARDEÞLERÝMÝZ BU SOHBETÝ ÇOÐALTIP DAGITABÝLÝRLER
    SIRR-I KAM-I AÞK DERD-MENDAN ANLAR<br /><br />SANMA DÝL SIRRIN HODPESENDAN ANLAR<br /><br />NAKKAÞA ÝRER ARÝF OLAN NAKÞINDAN<br /><br />BU NAKÞ-Ý GARÝBÝ NAKÞ-BENDAN ANLAR<br /><br />__________________

  3. #3
    Hisli Yürek
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Mesajlar
    237
    ALLAH cc razý olsun / Teþekkürler
    0
    1 Konusuna 1 Teþekkür Almýþ
    Tecrübe Puaný
    15

    Standart ALLAH c.c. razi olsun ...


    Örtünmek isterim, ama ikna olmam lazým
    "KURANDA KESÝN HÜKÜM VAR YETMEZMÝ ÝKNA OLMANA"

    Örtünmem gerekiyor, ama geleceðimi düþünmek zorundayým
    "GELECEK ÖLÜM ONU DÜÞÜNDÜNMÜ"

    Allah(c.c.) beni baþý açýk olarak da sever
    "AMA GÜNAHKAR KULUM DER"

    Kapalýyým, ama ailem okul için baþýmý açmamý istiyor
    "AÝLEN SENÝ CEHENEMMIN ATEÞÝNDEN KURTARMAYACAK"

    Fazla açýk olmadýðým için, günah olduðunu zannetmiyorum
    "GÖRÜNEN HER TEL ZÝNA AZMI GÜNAH ACABA"

    Genç yaþta da kapanmak olmaz ki, yaþlanýnca inþa Allah(c.c.)
    "YAÞLANACAÐIN GARANTÝ MÝ YA YARIN ÖLÜRSEN"

    Tekrar açýlýrým düþüncesiyle, kapanmýyorum
    "HELE BÝ KAPAN ONU SONRA DÜÞÜN"

    Bazý özgürlüklerimin kýsýtlanacaðý düþüncesiyle kapanmak istemiyorum
    "AllahIN KARÞISINDADA ÖZGÜR OLABÝLECEKMÝSÝN"

    Kapanmak önemli deðil, önemli olan kalbinin temizliði
    "KALBÝN TEMÝZLÝÐÝ GÜNAHA ENGEL DEÐÝL"

    Evlenince kapanýrým, ;kýzým evlenince kapanr;
    "EVLENECEÐÝN GARANTÝMÝ"

    Güzelliðimi sergilemek istediðimden dolayý kapanmamýþtým
    "GÜZELLÝÐÝNÝ SADECE EÞÝNE SERGÝLESEN NE GÜZEL OLUR"

    Kapanýrsam, diðer dini vecibelerimi de yerine getirmem gerekecek
    "EE BÝ YERDEN BAÞLAMAK LAZIM"

    Dinden çýkmadýðýma göre baþýmý açmamda problem yok
    "DÝNDEN ÇIKMADIN AMA GÜNAHKARSIN"

    Baþörtü için kendimi henüz hazýr hissetmiyorum
    "ÖLÜNCEMÝ HAZIR OLACAKSIN"

    Bu zamanda da baþörtü olmaz ki! Hangi çaðdayýz?
    " GÜNAHIN BU ZAMANI O ZAMANI YOK KURAN HER ÇAÐ ÝÇÝN ÝNDÝ"

    Kýsmet, bir bakarsýn kapanýrýz inþa Allah(c.c.)
    "ÝNÞAllah AMA ACELE ET YAÞLANDIKTAN SONRA OLECEÐÝNE DAÝR SENEDÝN VARMI?

    Önemli olan, saç dýþýndaki vücudun teþhir edilmemesi
    "YANÝ GÜNAH SADECE VUCUDAMI VAR"

    Denedim, ama boðulacak gibi oldum
    "AMA ÝTÝKAT GEREKÝYOR"

    Evlenememe korkusu
    "SAÇIN AÇIK DÝYE SENÝNLE EVLENEN ERKEKTEN NE BEKLERSÝNKÝ"

    Lise ve üniversitedeki baþý açýk öðrencilere dinimi anlatacaðým için baþýmý açacaðým, yani hizmet için
    "KENDÝNE HÝZMET EDEMEYECEKSÝN"

    Kapanmak içimden gelmiyor
    "NEDEN GÜNAH ÝÞLEMEK HOÞUNAMI GÝDÝYOR"

    Baþörtülülerin yeterince örnek olamamalarý
    "SEN ÖRTÜN VE ÖRNEK OL ONLARA

    Nefsime yenik düþtüðümden, kapanamýyorum....
    "NEFÝS ÞEYTANDIR SEN ÞEYTANA YENÝKSÝN GELECEÐÝNÝ DÜÞÜN YENÝLME"
    [size=12pt]KaLemin âhý kaLdý satýrLarda... Birer göz yaþý oLdu, âharLý kaðýtLarda mürekkep.. [/size]<br />

  4. #4
    Muhammed AskSairi - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Yer
    Hollanda
    Mesajlar
    2.608
    ALLAH cc razý olsun / Teþekkürler
    347
    208 Konusuna 236 Teþekkür Almýþ
    Tecrübe Puaný
    10

    Standart Ynt: ÝSLAM’DA TESETTÜR

    Yazýk su milletin hali
    Boþuna vermez ki derdi
    Bu ne haldir böyle
    Yasayan yok mu dini ?

    Ýlk görüþte sanki kapalý
    Ama dudaklar boyalý
    Güya bürünmüþ tesettüre
    Vah eteði yýrtmaçlý

    Gezerler böyle her yerde
    Zalimlik bu her nefse
    Sokarlar kalbe fitne
    Sanki dersin suç bende

    Bakma demek kolay
    Gözlerimi oyamam ya
    Çýkarmak istemem olay
    Kýzsam haksýzmýþým ya

    Saygým artar günden güne
    Çarþafa bürünmüþe
    Kara kara kara
    Yol almýþ aydýnlýða

    AskSairi 2003
    [size=18pt]صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لَا يَرْجِعُونَ[/size]bakara 18<br /><br />Saðýrdýrlar dilsizdirler kördürler artýk onlarýn dönüþü yoktur

Benzer Konular

  1. Kur’an’dan Önceki Kitaplarda Hz. Peygamber’in ve Ashab’ýn Zikredilmesi
    By Tertip in forum Peygamber efendimiz Hz muhammed (sav)
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28-06-11, 16:04
  2. VAR’A ‘yok’ demekle, nesi deðiþir ki ‘Var’ýn?
    By Nihade in forum Rabbimizi tanýyalým ( Esma ül Hüsna )
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 25-08-10, 01:18
  3. Ýslâm’da Cihad ve Ýctihad
    By Nihade in forum Cihad
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 03-05-10, 13:20
  4. MAHREMÝYET VE TESETTÜR
    By AskSairi in forum Tesettür
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 29-01-08, 12:57
  5. Ýslâm’dan Baþka Hak Din Yoktur
    By DinimÝslam in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 02-06-07, 13:07

Members who have read this thread: 0

There are no members to list at the moment.

Bu Konudaki Etiketler

Bookmarks

Bookmarks

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •